Sandviç panellerin tarihi, 1930'larda ABD'de başlayan uzun ve köklü bir geçmişe sahiptir. 1930 yılları öncesinde kompozit kaplama sistemleri, özellikle tren ve uçak gibi araçların imalatında kullanılmaktaydı.
Sandviç panellerin binaların giydirilmesi için geliştirilmesi ilk olarak 1930'larda Orman Ürünleri Laboratuvarı mimarları tarafından denendi. Kompozit kaplama sistemlerinin bina yapımında kullanımına dair bilinen ilk örnek; ünlü mimar Frank Lloyd Wright tarafından 1930'larda inşa edilen Usonian evleri projesi oldu. Frank Lloyd Wright son derece yenilikçiydi ve sandviç panelleri; sadeliği ve uygun maliyet avantajını ev inşasına uyarlama çabalarının bir sonucu olarak keşfetti. Wright'ın panel denemesi yalıtım içermiyordu; üç kat kontrplak ve iki kat katranlı kağıttan oluşuyordu. Yalıtım eksikliği nedeniyle bu prototip yaygın bir popülerlik elde edemedi ve hiçbir zaman büyük ölçekte üretilmedi.
Frank Lloyd Wright'ın öğrencisi olan Mimar Alden B. Dow, yapısal paneller konseptiyle daha fazla deney yaptı. Wright'ın Usonian evlerindeki yalıtım eksikliğinin farkındaydı. Dow, enerji verimliliği konusunda duyarlı ve doğal kaynakların tüketilmesi konusunda endişeli bir bilim insanı olarak yalıtımlı bir çekirdeğe sahip yapısal bir panel yaratmaya çalıştı. Dow, sandviç panellerin düşük maliyetli evlerin yapımında kullanımını ilk kez 1946'da keşfetti. 1952'de ise polistiren köpük yalıtım çekirdeği kullanarak ilk gerçek yapısal yalıtımlı panel tasarımını geliştirdi.
Frank Lloyd Wright’ın öğrencisi mimar Dow, yeni keşfiyle 1952’de, bir çıkmaz sokakta yan yana sandviç panelden 3 tane ev inşa etti. İlk ev, iki marangoz tarafından üç ayda inşa edildi. İnşaatçılar yeni tekniklere daha aşina hale geldikçe, evler daha hızlı yükseldi ve üçüncüsü, temelin atılmasından itibaren altı hafta içinde tamamlanarak oturmaya hazır hale geldi. Sandviç panellerle tasarlanan bu evlerde, hava cereyanı olmadığı, kışın kolayca ısıtıldığı ve yazın kolayca serin tutulduğu gözlemlendi.
Sandviç paneller; iyi yalıtım özellikleri, güçlü yapısı, çekici görsel görünümleri, ekonomik olması ve hızlı montaj avantajı gibi özellikleri nedeniyle çok beğenildi ve ilk kez 1959'da Amerikan şirketi Koppers Inc. sandviç panellerin seri üretimine başladı. Takip eden dönemde, Avrupa da bu yeni teknolojinin yapısal verimliliklerini keşfederek sandviç panel üretimine başladı.
İkinci dünya savaşının bitmesinden sonra yaşanan rahatlama, yapı ve inşaat sektörlerine talebi artmıştı. Sektörün ihtiyaçlarına çözüm olarak bu dönemlerde sandviç panelin yapılarda kullanımı giderek popüler hale geldi. Sandviç panellerin asıl yükselişi ise 1973 petrol krizinden sonra enerji fiyatlarındaki hızlı artışın ardından, yapı sektörünün arayışlarına cevap olarak önce ABD ve Kanada'da, ardından tüm Avrupa'da sağlam bir şekilde kök saldı.
Türkiye’de ise ilk mauel sandviç panel üretimi 1970’lerde gerçekleştirildi. 1980’li yıllarda sandviç panele duyulan ilgi artmaya başladı ve 1990’lar itibari ile yaygınlaşarak endüstriyel yapılar başta olmak üzere bir çok binanın inşasında kullanılmaya başlandı.
Bugün sandviç paneller, güçlü yapısı, kolay ve hızlı montaj avantajı, sağladığı enerji tasarrufu ve ekonomik olma özellikleri ile çoğunlukla endüstriyel yapılar olmak üzere binaların inşasında yüksek faydalı çözümler üretiyor. Sandviç paneller, eski teknolojilere göre daha enerji verimli, daha güçlü, daha sessiz ve daha hava geçirmezdir. Daha az hava kaçağı, daha az hava akımı, daha az gürültü girişi ve önemli ölçüde daha düşük enerji faturaları sağlar. Bu avantajlarıyla sandviç paneller CO2 emisyonlarında azalma anlamına gelmekte ve yaşanan küresel enerji krizine çözüm olarak geleceğin yapılarını inşa etmeye devam etmektedir.